Perşembe, Kasım 22, 2012

Görünmez yazılarla dolu...


Boş bir sayfa. 
Yazıp yazmamak arasında kararsız ben. 
İnsanı yazdıkları mı esir alıyor, yazmadıkları mı bilmem. 

Pazar, Kasım 18, 2012

Sıra sonbaharda

Bugün güzel bir pazardı. Terasta upuzun kahvaltıya izin veren ılık bir hava vardı. Akşam üzeri  kasımpatı bakmak için seraya gideyim istedim. Ama öncesinde 6 Numara'da küçük bir gezinti yapmalıydım.

Şezlonglar toplanalı epey olmuştu. Kızı ve köpeğiyle yürüyüşe çıkmış genç bir baba, denizin rıhtıma yığdığı yosunları eşeleyen bir-iki karga, balık peşinde üç-beş martı, sandalını zımparalayan birkaç tanıdık ve kulübün duvarına yaslanıp demlenen üç-dört balıkçı amcadan başka koca sahilde kimse yoktu. Deniz, karşıda Heybeli ve biz.

Şezlongların üst üste yığıldığı duvar boyunca sarmaşıklar kıpkızıl bir şelale olmuş akıyordu. Işık mükemmel, renkler müthişti. Ben, yaz insanı ben, sonbaharı sevdim birden.

Cumartesi, Kasım 17, 2012

Karasuları

Adada yaşamak demek, bazen tehlikeli sularda yüzmek demek. Şikayetçi miyim? Hayır. Korkuyor muyum? Bazen evet.

Cumartesi, Kasım 03, 2012

Ev

Biz vapura binince, eve geldik sayarız kendimizi. İskeleye koşmamız ondandır.